TÜİK Verilerine Göre Üniversite Mezunlarının En Çok Göç Ettiği Ülkeler Belli Oldu

TÜİK, Türkiye’den göç eden üniversite mezunlarına dair verileri paylaştı. En fazla göç ABD’ye olurken, bilişim teknolojileri mezunları zirvede yer aldı. Almanya, İngiltere ve Hollanda da en çok tercih edilen ülkeler arasında.

TÜİK Verilerine Göre Üniversite Mezunlarının En Çok Göç Ettiği Ülkeler Belli Oldu

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından yayımlanan son verilere göre, Türkiye’deki üniversite mezunlarının göç ettiği ülkeler netleşti. Veriler, özellikle bilişim teknolojileri alanında eğitim görmüş gençlerin yurt dışına yöneldiğini ortaya koydu. Beyin göçü oranlarının dikkat çekici boyutlara ulaşması, Türkiye’deki yükseköğrenim mezunlarının küresel iş gücü piyasalarına artan ilgisini gözler önüne seriyor.

Beyin Göçünde Bilişim Zirvede

TÜİK’in paylaştığı istatistiklere göre, en yüksek beyin göçü oranına sahip alan “bilişim teknolojileri” oldu.

  • Bilişim teknolojileri: %6,7

  • Mühendislik, imalat ve inşaat: %4,4

  • Doğa bilimleri, matematik ve istatistik: %2,7

Bu veriler, Türkiye’deki yükseköğrenim mezunlarının ağırlıklı olarak teknoloji ve mühendislik temelli alanlarda yurt dışına göç ettiğini gösteriyor.

En Çok Göç ABD’ye Gerçekleşti

Araştırma sonuçlarına göre, üniversite mezunlarının en fazla tercih ettiği ülke ABD oldu.
Sıralama şu şekilde:

  1. ABD – %19,6

  2. Almanya – %19,4

  3. Birleşik Krallık – %11,3

  4. Hollanda – %7

  5. Kanada – %5,2

ABD’ye göç edenler arasında elektrik-elektronik mühendisliği mezunları ilk sırada yer aldı.
Almanya, Birleşik Krallık ve Hollanda’ya gidenlerin büyük kısmını ise bilgisayar mühendisliği mezunları oluşturdu.

Teknoloji Mezunlarına Global Talep Artıyor

Veriler, Avrupa ve ABD’de en çok ihtiyaç duyulan alanların bilgisayar ve elektronik mühendisliği olduğunu da ortaya koyuyor.
Uzmanlara göre, bu durum hem teknolojik dönüşümün hızını hem de nitelikli iş gücüne olan uluslararası talebin artışını açıkça yansıtıyor.

TÜİK verileri, Türkiye’de yetişen genç ve donanımlı iş gücünün global düzeyde rekabet gücüne sahip olduğunu gösterirken; aynı zamanda ülke içinde beyin göçünü önlemeye yönelik politikaların önemini de bir kez daha gündeme getirdi.